İstifasının eşi ve kızlarıyla birlikte alınmış bir aile kararı olduğunu ifade eden Başak Demirtaş şöyle konuştu:
“Sizlerin vesilesiyle açıklamış olayım; ben yaklaşık 15 gün önce Eğitim Bakanlığı’ndan istifa ettim. Hayatımda aldığım en zor kararlardan biriydi. Çok üzülerek verdim bu kararı ama biraz da mecbur kaldım. Biliyorsunuz Selahattin yaklaşık 4 yıldır tutuklu ve bizlerden 1700 km uzaklıkta, bir cezaevinde halen rehin olarak tutulmaya devam ediliyor. Ve siz bir öğretmenseniz ve bir kamusal alanda hizmet yürütüyorsanız bunun türlü türlü zorluklarıyla karşılaşabiliyorsunuz. Ben mesela hafta içi bir gün Edirne’ye gitmek için yollarda oluyordum. Bazen işte kış saatleri, kış koşulları çok daha zor oluyordu. Hava muhalefeti ve uçak saatleri dolayısıyla da iki gün ve üç gün boyunca sürüyordu bu yolculuklarım. Elbette bugüne kadar öğrencilerimi mağdur etmeden bu süreci yürütmeyi başarabildim. Ancak bir de bu salgın nedeniyle koşullar gittikçe zorlaştı. Bende de şöyle bir endişe oluştu; yani ben öğrencilerime bundan sonra, bu koşullarla birlikte yeterince verimli olabilecek miyim? Bu soruyu sordum kendime. Gönül rahatlığıyla evet diyemedim. O nedenle istifa etme kararı aldım. Ama ben öğretmenlikle ilgili, öğretmenliğin, kamusal bir mesleğin, kanunlar ve yasaklarla sınırlanmış kalıplarına sığdırılamayacak kadar, çok büyük bir, yüce bir meslek olduğunu düşünüyorum. O nedenle hani emekli de olsanız, kamusal hizmeti de bıraksanız öğretmenliği asla bırakamıyorsunuz. Çünkü öğretmenlik yalnız bir meslek değil, bence bir yaşam biçimi. Elbette öğretmenliğim ömür boyu sürecek.”
‘ASILSIZ KARALAMA KAMPANYALARI YÜRÜTENLER OLDU’
13 yılı köylerde olmak yaklaşık 20 yıllık öğretmen olduğunu dile getiren Başak Demirtaş, bu süreçte asılsız karalama kampanyaları ile karşı karşıya kaldığını belirtti: “Mesela bir basın kurumu benim çalıştığım köye gitmişti ve benim okulda olmadığım bir gün… Yine aleyhime bir haber yapabilmek için oradaki hem öğrencilerimle hem de köy halkıyla görüşmüş ve yönlendirici sorular sormuştu. Ama hem öğrencilerimden hem de sağ olsunlar köy halkından tek olumsuz bir kelime alamamışlardı. Ve mecburen yazılı bir biçimde karalamaya çalışmışlardı beni.”
‘ADALET BAKANI’NIN SÜRECİ ŞEFFAF YÖNETMEMESİ BİZİ KAYGILANDIRIYOR’
Pandemi sürecinin cezaevlerindeki koşulları hem içeridekiler hem de aileler açısından daha zorlaştırdığını ve bu süreçte cezaevlerinde hak ihlallerinin arttığına dikkat çeken Başak Demirtaş, “Adalet Bakanı’nın süreci şeffaf yönetmemesi bizleri daha da kaygılandırıyor” dedi.
Demirtaş, Türkiye’yi ziyaret eden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanı Spano’ya sosyal medya üzerinden yaptığı davete de bir dönüş yapılmadığını ifade etti.
“SELVİ KILIÇDAROĞLU VE DİLEK İMAMOĞLU İLE DİYALOĞUMUZ SÜRÜYOR”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu ve İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu ile Selahattin Demirtaş’ın Devran isimli kitabından uyarlanan tiyatro oyununu birlikte izlemeleri üzerinden yapılan tartışmaları da değerlendiren Başak Demirtaş, “Yan yana gelmenin, dayanışmanın kime ne zararı olabilirki. Barış için, özgürce yaşamak için yan yana gelmekten korkmamalıyız. Siyasetçilerin de yan yana gelmekten korkmaması lazım” dedi.
Selvi Kılıçdaroğlu ve Dilek İmamoğlu ile diyaloglarının sürdüğünü söyleyen Başak Demirtaş, kendisine yönelik sosyal medya üzerinden yapılan siber saldırı sonrası her iki isiminde kendisini telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerini ilettiğini aktardı.
“AKTİF SİYASETE GİRMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM”
Başak Demirtaş, geçmişten bugüne siyasetle ilgilendiğini ve yakın takip ettiğini fakat aktif siyasete girmeyi düşünmediğini belirterek, “Bir evde bir aktif siyasetçi yeter” dedi. / Duvar