Mitinge, Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği bileşeni siyasi parti, sendika ve meslek örgütlerinin genel başkanları ve HDP milletvekilleri de katıldı.
Miting öncesinde alanda çok sayıda kişi üzerinde “Barış” yazılı bayraklar ve dövizlerle toplandı.
Platformdan çalınan Kürtçe, Lazca, Türkçe ve Ermenice şarkılar eşliğinde halayların çekildiği miting alanında “Biji aşiti”, “Barış hemen şimdi”, “İşkence insanlık suçudur”, “Jin jıyan azadi”, “İdama hayır”, “Kardeşlik”, “Eşitlik” ve “Barış” yazılı dövizler taşındı. Alanda kurulan platformdaki led ekrana ise “#Barışhemenşimdi” yazısı yansıtıldı.
Suriye’ye müdahaleden vazgeçilmesi çağrıları yapıldı
Kürt sorununun demokratik ve barışçı çözümü, savaş, baskı ve şiddet politikalarına son verilmesi ve Suriye’ye müdahaleden vazgeçilmesi çağrıları yapılarak barış talep edildi.
Demokrasi İçin Güç Birliği’ni oluşturan kurumlar adına ortak açıklamayı KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Fadime Kavak okudu.
“Çatışma bitsin, diyalog başlasın”
15 Temmuz darbe girişiminden sonra AK Parti’nin izlediği politikaları eleştiren Kavak, “AKP, darbe girişiminin oluşturduğu atmosferi faşizan, sömürücü ve savaş yanlısı dikta rejimini derinleştirmek için fırsata dönüştürdü. İktidar, antidemokratik OHAL uygulamalarını ‘milli mutabakat’ ile maskelemeye çalıştı. Askeri darbe girişiminde ölen yüzlerce insanımız, demokrasiyi askıya alan sivil darbeler, OHAL ilanı, kitlesel gözaltılar ve tutuklamalar, işten çıkarmalar, iş güvencesinin ortadan kaldırılması, kadına yönelik ayrımcı politikalar ve şiddet, homofobiden beslenen şiddet ve cinayetler, Alevilere yönelik mezhepçi dayatmalar, laiklik karşıtı gerici politikalarda kaygı verici artış, Saray’da düzenlenen zikir törenleri, çocuk istismarı, doğamızın talan edilmesi, iş cinayetleri ve daha nice insanlık onuruyla bağdaşmayan politika ve uygulamalar” dedi.
7 Haziran seçimlerinden önce AK Parti hükümeti kanadından “Ya biz ya kaos” denildiğini hatırlatan Kavak, “Haziran 2015’ten beri ülkemizin içine sokulduğu bu tabloda, bitmek bilmeyen çatışmalar, ölümler, bombalı katliamlar, sivillerin yakıldığı bodrumlar, Sur ve Cizre başta olmak üzere yakılan, yıkılan, yok edilen kentler, ilçeler, kasabalar eksik olmuyor. Hemen her gün ülkenin dört bir yanında patlayan bombalarla onlarca insanımız hayatını kaybediyor, yüzlerce insanımız yaralanıyor. Bu savaş bizim savaşımız değil! Savaşa mecbur olan halklarımız ve emekçiler değildir. Savaşa mecbur olan iktidarını savaşa, gerilime ve kaosa bağlayan AKP’dir. Savaşa mecbur olan, emek düşmanı, doğa düşmanı, sermaye yanlısı politikalara karşı tepkileri savaş ortamında bastırmak isteyen güçlerdir. AKP hükümetinin hem içerde hem dışarıda emekçileri ve halkları kutuplaştırmak üzerine kurulu bir siyaset izlemesi savaş ve şiddet ortamını sürekli canlı tutmaktadır” diye konuştu.
Kavak, Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği olarak, Kürt sorununda; ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş, şiddet odaklı politikaların derhal terk edilmesini, barışçıl ve demokratik yollarla çözüm için gerekli adımların acilen atılmasını, çatışmanın bitmesini diyalogun başlamasını istediklerini de aktardı.