Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Segirkê köyünde gerillaların milisliğini yaptığı gerekçesiyle Türk devletinin baskısı sonucu terk etmek zorunda kalmışlar ata topraklarını. Önce Güney Kürdistan’ın Zaxo şehrine gelmişler. Aradan birkaç yıl geçmeden Botan’ın birçok alanında yaşayan Kürt köyleri de göç yollarına düşünce onların yanına gitmişler. Artık İhsan ve ailesi kendileri gibi mülteci olan Kürtlerle kaderini birleştirmişler.
Zaxo’dan sonra önce Bıherê kampına gitmişler. Göç edenlerle ilk orada buluşmuşlar. Bıherê kampından sonra sırasıyla Bersiv, Etruş, Ninova, Nehdarê ve Maxmur kamplarında kalmışlar.
İhsan ve ailesinin mültecilikte geçen 22 yılının 15 yılı Maxmur Şehit Rüstem Cudi kampından geçmiş. IŞİD çetelerinin saldırısı gelişene kadar yaşamlarını orada sürdürmüşler. İhsan Maxmur kampında kaldığı süre boyunca da milis olarak halk çalışmalarını yürütmüş. Nerede olursa olsun mücadele edilmesi gerektiğine inanmış ve her zaman da Kürt halkı için çalışma yürütmüş.
Çete saldırılarının gelişmesi ile birlikte İhsan ve oğulları Haydar ve Rojhat da bir çok Maxmurlu gibi silahlarını alarak HPG/YJA STAR gerillaları ile birlikte kampın savunması için mevzilenmişler. Dört gün süren çatışmalar boyunca Karaçoğ dağındaki direniş mevzilerinde yerlerini almışlar.
İki oğlu ile birlikte Kerkük Direniş Mevzilerindeki yerini alan İhsan’ın bir kardeşi de Rojava’da çete saldırılarına karşı oradaki halkın direnişine katılmış.
İhsan’ın ailesi de diğer Maxmurlu aileler ile birlikte güvenlikli alanlara gitmişler.
Maxmur’un çetelerden temizlenmesinin ardından İhsan ve her iki oğlu gönüllü olarak Kerkük Direnişine de katılmışlar. Gerilla ve peşmergelerle birlikte çetelere karşı direnişe devam ediyorlar.
HER İKİ OĞLUMLA AYNI MEVZİDE OLMAKTAN GURUR DUYUYORUM
İhsan, her iki oğlu ile birlikte ilk günden beri mevzilerde savaştığı için başının dik olduğunu ve bundan çok onur duyduğunu söylüyor. Kendi kanlarını onurlu bir şekilde de Kürdistan toprakları için vereceklerini ifade ediyor. Gönüllü geldiklerine dikkat çekerek ne olursa olsun halkının savunması için direneceklerini belirtiyor. Savaşın güzel bir şey olmadığını ama Kürt halkının üzerinde zulmün oluğunu, kendilerine direnişten başka bir yolun kalmadığına dikkat çekiyor.
İhsan, bugün gerilla, peşmerge ve milislerle birlikte aynı mevzilerde ortak bir şekilde Kürdistan’ın savunması için savaşmanın da kendisi için çok anlamlı olduğunu belirtiyor.
BABAMLA AYNI MEVZİDE OLMAK HEYECAN VERİCİ
Oğul Haydar, babası ile aynı mevzide olmaktan sevinç duyduğunu ve bu durumun kendisi için heyecan verici olduğunu ifade ediyor. Kerkük ve Güney Kürdistan’ın savunmasında yer almanın kendisi için yurtseverlik görevi olduğunun altını çiziyor ve ekliyor “Kürdistan’ın dört parçasındaki gençler özgürlük mücadelesine katılmalı. Gün özgürlüğüne, direnişe ve birlik olmaya katılma günüdür. Şengal katliamı gözler önündedir. Tüm Kürdistan’ın ve Şengal’in savunmasını yapmak zorundayız. Yaşanan vahşete seyirci kalmamalıyız.”
Küçük oğul Rojhat ise Maxmur gençliği olarak Kürdistan’ın savunmasında yer almanın onurunu yaşadığını, nerede olursa olsun her zaman mücadele edeceğine dikkat çekiyor. Rojhat da abisi gibi tüm Kürt gençlerini özgürlük mücadelesine çağırarak herkesi HPG ve YPG saflarında direnişe davet ediyor.