Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Baydemir hakkında, “Acımıza sahip çıktınız. Acımız 14’tü, 16 oldu. Cesaretiniz için teşekkür ederim. Biz de sizinleyiz. Polisler karakollarına çekilmeli, gençler de evlerine” sözleri nedeniyle “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek”ten soruşturma başlattı.
Soruşturma, Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesinin iddianameyi kabul etmesiyle davaya dönüştü. Yargılama sırasında suç mahiyeti değiştirilerek Baydemir’in yargılanmasına “suç ve suçluyu övme” suçlamasıyla devam edildi. Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi, 11 celse yaptığı yargılama sonucu 2008’de davayı karara bağlayarak Baydemir’e “suç ve suçluyu övmekten” 2 ay hapis cezası verdi. Mahkeme, hapis cezasını para cezasına çevirdi.
DAVA AİHM’E TAŞINDI
Yargıtay’ın kararı onamasının ardından Baydemir’in avukatı Reyhan Yalçındağ, davayı AİHM’e taşıdı. Yalçındağ, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) düşünce ve ifade özgürlüğünü düzenleyen 10’uncu maddesi, adil yargılama hakkını düzenleyen 6’ncı maddesi, hakları kötüye kullanma yasağını düzenleyen 17’nci maddesinin ihlali konusunda AİHM’e başvuru yaptı.
İfade ve düşünce özgürlüğünün ihlali konusunda başvurucuları haklı bulan AİHM, başvurucuların diğer başlıklarda yaptığı başvuruları ise reddetti. Mahkeme, düşünce ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna vararak Türkiye’yi tazminata mahkûm etti. Mahkeme, Türkiye’nin Baydemir’e 2 bin 975 Euro tazminat, bin avro ise mahkeme giderlerini ödemesine karar verdi.