Yüksekova Güncel

17 can, 18 yıl ve bitmeyen acı...

Güncel

Türkiye tarihinin karanlık geçmişinde hala aydınlatılamamış olan ve 17 insanın yaşamını yitirdiği Gazi Katliamı'nın üzerinden 18 yıl geçti. Katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri, aradan geçen 18 yıla rağmen acılarının halen ilk günkü kadar taze olduğunu söyledi.

Gazi Mahallesi'nde 12 Mart 1995 tarihinde gerçekleştirilen ve 17 Alevi yurttaşın yaşamını yitirdiği Gazi Katliamı'nın 18'inci yılında, katliamda yaşamını yitirenler eylem ve yürüyüşlerle anılacak. Gazi Katliamı'nda yaşamını yitirenlerin aileleri, katliamda yaşamını yitirenlerin birçoğunun yaralı olduğunu ve hastaneye kaldırılmadığı için kan kaybından yaşamını yitirdiğini söylerken, katliama ilişkin açılan davada "faillere" göstermelik cezalar verilerek, gerçek faillerin aklandığını belirtiyor. Gazi Katliamı'nda 18 yaşındaki kızı Dilek Şimşek'i kaybeden Şaziment Şimşek, Gazi Mahallesi'nde çalışan kızının işe giderken vurulduğunu söyleyerek, "Olaylar başlayınca karşıda tanıdıkları görüyor ve onlara takılıp gidiyor. Halasının yanında duruyor dönerken lanetlerin kurşununa denk gelmiş" dedi. Yapılan balistik incelemesinde kızını katleden kurşunun polis memuru Adem Albayrak'ın silahından çıktığını öğrendiklerini aktaran anne Şimşek, "Ama devlet kendi polisini koruyor. Seni beni desteklemez ki. Benim kızım bir buçuk yıllık evliydi. Otopsi raporlarında tespit edildi üç buçuk aylık hamileymiş kızım. Olaylarda benim üç çocuğum vuruldu, birini kaybettim ikisi de yara aldı" diye konuştu.

'18 yıldır acımız aynı' 

5 yıllık mahkeme süresince Trabzon'da görülen davanın her duruşmasına gittiğini dile getiren Şimşek, ailelerin Trabzon'a giderken defalarca ırkçı saldırılara maruz kaldığını belirtti. Adem Albayrak'ın katliamda yaşamını yitirenlerin ailelerini, "Ben çıkarsam yine sizi tararım" diyerek, tehdit ettiğini hatırlatan Şimşek, Albayrak'ın savcının yanında kendilerine saldırdığını belirterek, şunları dile getirdi: "Düşmanı getirmiş giydirmişler kravatlı takımlı gözümüzün önüne dikmiş. Her sene sanki bugün kaybetmişiz gibi. 18 yıldır acımız aynı, bu ay oldu mu ağlayıp sızlıyoruz. Sanki daha cenazeleri yeni kaldırıyoruz." "Evlat acısı çok zor" diyen anne Şimşek, "Alevilerin ne suçu günahı var. Kaç kişi kaybettik, hiç mi birinin katili bulunmazdı? Bunlar kendi kendini mi vurdular. Jandarmalar milleti taradı yine bir şey çıkmadı" diye belirtti. Ailelerin mahkemeye gitmesini engellemek için davanın Trabzon'a taşıdığını söyleyen Şimşek, "Adalet olsaydı bizi Trabzon'a verirler miydi? İstediler ki gitmeyelim. Nerede olsa oraya giderdim. Dava başlasa ben yine bırakmam. Ben çocuğumu kaybetmişim, yaşasam ne olacak yaşamasam ne olacak" diye konuştu. 

'Gazi ile Roboski aynıdır' 

Katliamda yaşamını yitiren 25 yaşındaki Zeynep Poyraz'ın annesi Menekşe Poyraz ise, Gazi Cem Evi'nin tarandığını duyan kızıyla birlikte Gazi Mahallesi'ne gittiklerini, kitlenin karakola doğru ilerlediğini gördüklerinde Zeynep'in de kitleyle beraber karakola doğru yürüyüşe geçtiğini anlatarak, yaşananlara ilişkin şunları anlattı: "O arada babası Zeynep'in peşinden gitti. İnsanları, almışlar o insanları geri almak için. O arada 80 yaşındaki Ali dedeyi gördüm. Polis vurmuş, kan revan içinde. İnsanları gördüm. Çok acıydı. Değil gençler biz yaşlılar kendimizi kaybettik." Zeynep'in vurulduğunu arkadaşlarından duyduğunu söyleyen Menekşe Poyraz, "Zeynep devrimciydi. Zeynep'in devrimci olduğunu biliyorlardı. Bunu bildikleri için tek kurşunla Zeynep'i sırtından vurdular" diye konuştu. Hastaneye cenazeyi almaya gittiklerinde dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir'in kendilerine, "Zeynep'i PKK öldürdü" dediğini anlatan Poyraz, "Ben de ,'bana bak Necdet Menzir Zeynep'i sizin faşistleriniz öldürdü, Zeynep Kürt kızıdır. Biz bunları kimin yaptığını biliyoruz' dedim" diye konuştu. "Bu devleti biz biliyoruz. Gaziyle Roboski aynıdır" diyen Poyraz, "Orada havadan çocuklarımızı vurdular, Gazi'de panzerlerle ezdiler. Düşmanımız birdir. Devletin hedefi de birdir. Ezilen toplumlar birleşmedikçe bu katliamlar bitmez. 12 Mart'ta bütün devrimciler ve demokratlar el ele versin düşmana karşı hareket etsin başka çaremiz yok, çocuklarımızın ölmemesi için biz annelerin el ele vermesi lazım" diye konuştu. "Zeynep'im benim onurumdur" diyen anne Poyraz, "Gözümün içine toprak girene kadar kendimle yaşatacağım. Davasının peşini bırakmayacağım" dedi. 

'Yaşamım boyunca böyle bir vahşetle karşılaşmadım' 

Gazi'de yaşayan insanların yoksul ve ezilen halk olduğunu söyleyen Zeynep Poyraz'ın babası Cemal Poyraz ise, "Yaralıların birçoğunun hastaneye gidişi polis tarafından engellendi ve kan kaybından öldü. Bunun için Gazi seçildi. Gözü dönmüş cellatlar genç yaşlı demeden öldürdü" dedi. "Ben yaşamım boyunca böyle bir vahşetle karşılaşmadım" diye konuşan Cemal Poyraz, şöyle devam etti: "Onun için bizim çocuklarımızın katili silah çekip öldüren değildir. Öldürtendir. Kimdir devlettir. Acımasız cellatlar, ölümüz ikiyken 17'ye çıkarttılar. 426 yaralı bıraktılar bize. Asıl saldıranlar ortadayken faili belliyken gizlediler. Roboski'nin nasıl üzerini kapattılarsa Gazi'nin de kapattılar. Sivas'ta yobazlar 34 insanımızı yaktılar. Tüm bu katliamları yaşayan insanlar, omuz omuza vermesi, birlikte hareket etmesi lazım. Katliamlar düşmanın yanına kalıyor. 12 Mart geldi şu anda bana dokunsan dökülürüm, biz bu acıyı yaşıyoruz. Düşmanımız ortaktır. Kim haksızlığa karşı gelmişse mutlaka ona saldırıyor, onu katlediyor. Ona dur demenin yolu birleşmektir. Devlet katliam yaptı ve katillerini korudu. 12 Mart'ta tüm yurtseverler demokratlar bizi yalnız bırakmasınlar ve Gazi Mahallesi'nde yapacağımız yürüyüşe katılsınlar."DİHA
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.