Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi, Tunceli'de 14 Ağustos 1938 yılındaki askeri harekat sırasında iki aileden aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu 24 kişinin topluca öldürüldüğü iddia edilen alanla ilgili etkin soruşturma yürütülmesi gerektiğine hükmetti. Baran ve Canan ailelerinin iddiasına göre, 14 Ağustos 1938 yılındaki askeri hareket sırasında askerler tarafından toplanan ve aralarında kadın ile çocukların da bulunduğu 24 yakınları Hozat ilçesine bağlı Karabakır Köyü Saka Sure mevkiinde topluca öldürüldü. Yakınlarının topluca öldürüldüğü yerde anıt mezar yaptırmak isteyen aile üyeleri, kazdıkları alandan insan kemikleri çıkması üzerine kemikleri yeniden gömerek anıt mezar yapımını durdurdu. Avukatları Cihan Söylemez aracılığıyla Hozat Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuran aileler, yakınlarına ait olduğunu ileri sürdükleri kemiklerle ilgili detaylı inceleme yapılmasını talep etti. Ancak ailelerin bu talepleri Başsavcılık tarafından zamanaşımı gerekçe gösterilerek reddedildi. Bunun üzerine ailelerin avukatı Cihan Söylemez zamanaşımı gerekçesiyle verilen takipsizlik kararının kaldırılması amacıyla Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurdu.
Başvuruyu değerlendiren mahkeme oy çokluğu ile Hozat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen takipsizlik kararını kaldırarak olayla ilgili etkin soruşturma yürütülmesi gerektiğine hükmetti. Mahkeme, kararında Hozat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ilgili kemiklerin insan kemiği olup olmadığı, insan kemiği olması halinde ölüm tarihi ve ölüm sebebine ilişkin herhangi bir araştırma yapılmaksızın, kemiklerin 1938 yılında meydana gelen olaylar neticesinde meydana gelen ölüm olaylarına ilişkin olduğu yönündeki bir kabul ile eylemin zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığını karar verdiğini hatırlattıktan sonra, "Oysaki böyle bir sonuca ancak teknik bir inceleme yapılarak varılabileceği, bu incelemenin ise ele geçirilen kemiklerin insan kemiği olduğunun tespitinden sonra, kemikler üzerinde ve kemiklerin ele geçirildiği olay yerinde yapılacak bilimsel araştırma şeklinde gerçekleştirilmesi gerektiği, oysa ki somut olayda; kemiklerin hangi tarihe ait olduğu ve kesin ölüm sebebinin araştırılmaksızın kemiklerin 1938 yılına ait olduğu kabulü ile etkin soruşturma yapılmaksızın kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdiği görülmüştür" ifadelerine yer verdi.
Mahkeme ayrıca kararın bu şekilde kesinleşmesi halinde, durumun Anayasa ve kanuna aykırılık teşkil ettiğini, başvuran aleyhine uluslararası insancıl hukuk kuralları ile tanınan haklarının ihlaline yol açabilecek nitelikte olduğunu belirterek, Hozat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararını oy çokluğu ile kaldırdı.
"KARAR İLK VE SEVİNDİRİCİDİR"
Yürüttükleri hukuki mücadele hakkında bilgi veren ailelerin avukatı Cihan Söylemez, kararın Dersim 1938'le ilgili verilen ilk karar olduğunu ve bu açıdan sevindirici olduğunu söyledi. Avukat Söylemez, "Bu karar şu açıdan sevindirici. İlk defa 1938 Dersim katliamı ya da jenosidi ile ilgili ilk defa Türkiye'de yargı olumlu bir karar vermiş oldu. Bundan önce toplu mezarların açılması, tespiti, DNA testi yapılması; şüpheliler hakkında soruşturma yürütülmesi ile ilgili yapılan tüm müracaatlar ne yazık ki zamanaşımı iddiasıyla kapatılmıştı. Yapılan itirazlar da Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından reddedilmişti. ve iç hukuk süreci o şekilde tüketilmişti. Verilen karar sevindiricidir. Türkiye'de ilk defa bu kararla 38'le ilgili acılara bir su tutulmuş oldu; ateşe körükle gidilmedi. Tam tersi şekilde su serpilmiş oldu. Bu nedenle Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının tarihi, yerinde ve olması gereken karar olduğunu belirtmek istiyorum" dedi.
Mahkeme kararının ardından yapılacaklara ilişkin de bilgi veren avukat Söylemez, "Bundan sonraki süreçte ilk defa bir mezar yeri açılacak. Bu mezar yerindeki insanlarla ilgili DNA testi yapılarak ne şekilde öldürüldüklerine ilişkin karar tanzim edilecek. ve cenazeler, naaşlar 76 yıl sonra defnedilmek üzere ailelerine teslim edilecek. Bu şu açıdan önemli. Dersim 38 davası sorunu hem yakın siyasi tarihimizin önemli bir tartışma konusuydu. Buna rağmen ne yasal boyutta ne da yargısal boyutta yol kat edilememişti" diye konuştu.
Dersim 1938 harekatında öldürüldükleri ileri sürülen ve toplu mezarlara gömülen insanlara ilişkin yapılan başvurular, bugüne kadar savcılıklar ve Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından zamanaşımı gerekçe gösterilerek reddedilmişti./İha