Sivil toplum örgütlerinin ortak açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“16 ayı geçen bir süredir keyfi bir şekilde Silivri Cezaevi’nde tutulan Osman Kavala ve neredeyse dört aydır aynı cezaevinde bulunan Yiğit Aksakoğlu’nun tutuklulukları artık bir cezaya dönüşmüştür. Her ikisinin de hâlâ özgürlüklerinden mahrum bırakılmaları, uluslararası insan hakları hukuk ve standartları altında açıklanamayacak bir durumdur. İddianamenin kabulü, mahkemenin toplanan delilleri kovuşturmayı başlatmak için somut ve yeterli olarak değerlendirdiğini göstermektedir. Bu durumda, zaten dayanaktan yoksun olan tutukluluklarının sürmesi yapılanın keyfiliğini iyice ifşa etmektedir. Zira 2013 yılında gerçekleşip tamamlanan Gezi eylemlerine ilişkin delillerin 2019 yılında yok edilmesi veya değiştirilmesi söz konusu değildir.
Kamuoyu tarafından tanınan hak savunucularının tutuklu yargılanmalarını gerektiren hiçbir mantıklı açıklama yoktur.
İddianamenin hazırlanmasıyla serbest bırakılan Büyükada Davası tutukluları ve bir günlük nöbetçi yayın yönetmenliği nedeniyle tutuklanan Şebnem Korur Fincancı ve Erol Önderoğlu örneklerinde tanık olduğumuz “suçun niteliği” ve “delil durumu” gibi basmakalıp ve soyut gerekçeler ileri sürülmemeli, Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu derhal serbest bırakılmalıdır.
Sivil toplum üzerindeki yoğun baskı sona ermeli ve Türkiye’nin de taraf olduğu insan hakları sözleşmelerine uygun bir hukuk sistemi yeniden tesis edilmelidir.
DAVA İLE İLGİLİ GELİŞMELER
Osman Kavala 18.10 2017 tarihinde bir sivil toplum faaliyetine katıldığı Gaziantep’ten dönerken Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınmadan önce hem ona hem de başka sivil toplum ve hak örgütleri mensuplarına karşı sistematik olarak medya üzerinden bir karalama ve suçlama kampanyası yapılmıştır. 01.11.2017 tarihinde tutuklama kararı ile Silivri Cezaevi’ne konulan Kavala’nın avukatları Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne haksız ve gerekçesiz tutuklama nedenleriyle başvuru yapmıştır. AİHM Kavala davasına öncelik vererek haksız tutuklama ve tutukluluğun cezaya dönüşmesi konularında Türkiye Cumhuriyeti devletine 10 Ocak 2019 tarihine kadar cevap hakkı tanımıştır. Adalet Bakanlığı cevap için 6 hafta uzatma istemiş, bu sürenin son gününde iddianamenin hazırlandığı duyurulmuştur. İddianame sanık ve sanık avukatlarına tebliğ edilmeden yaklaşık iki hafta önce basına servis edilmiştir.
Soruşturma sürecinde 16 Kasım 2018 tarihinde 20 kişi için yakalama emri çıkartılmış, yurt dışında bulunan 6 şüpheli haricindekiler sabah 06.00’da ev baskınlarıyla gözaltına alınmıştır. Gözaltındakiler ifadeleri alındıktan sonra 17.11.2018 tarihinde serbest bırakılmış, aralarından bir tek Bernard van Leer Vakfı Türkiye Temsilcisi Yiğit Aksakoğlu tutuklanmıştır.
27. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi
Ankara Barosu
Article 19
Civil Rights Defenders
Eşit Haklar İçin İzleme Derneği
Diyarbakır Barosu
Hak İnisiyatifi Derneği
Hak ve Adalet Platformu
Hakikat Adalet Hafıza Merkezi
İnsan Hakları Derneği
İzmir Barosu
Kaos GL Derneği
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği
Yurttaşlık Derneği
Sınır Tanımayan Gazeteciler
Sosyal Politikalar, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği
P24 Bağımsız Gazetecilik Platformu
Türkiye İnsan Hakları Vakfı
Uluslararası Af Örgütü”