Başvuru dilekçesinde, sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı ilçelerdeki sivil katliamlar, tarihi alanların yok edilmesi ve "Esedullah" adı altında örgütlendirilen çetelerin insanlık dışı uygulamalarına yer verildi. Dilekçede, sokağa çıkma yasağının ilan edildiği bölgelerde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) "Yaşam Hakkı"nın korunmasına yönelik düzenlediği 2. maddesinin ihlal edildiği vurgulandı. Aynı zamanda söz konusu bölgelerde "İşkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele yasağı"nın korunmasına yönelik AİHS'nin 3. maddesinin ihlal edildiğine yer verilen başvuruda, AİHS'nin "Özgürlük ve güvenlik hakkı"nın korunmasına yönelik düzenlediği 5. Maddesinin de ihlal edildiğine yer verildi. AİHS'nin "Etkili başvuru hakkı"nın korunmasına yönelik düzenlediği 13. maddesinin de ihlal edildiği belirtilen dilekçede, "Başvurucunun yaptığı suç duyurusu karşısında Anayasa Mahkemesi tedbir isteminin reddine karar vermiş ve gerekçesinde Valilik kararlarının temelsiz olmadığı savında bulunulmuştur" ifadelerine yer verildi.
Dilekçede, şu taleplerde bulunuldu: "Açıklanan nedenlerle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2., 3., 5., 13. maddelerinin ihlalinin tespitine; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin ihlal nedeniyle başvurucuya maddi ve manevi tazminat ödemesine; ulusal ve uluslararası başvurularında yaptığı yargılama ve avukatlık giderlerinin aynı hükümetçe başvurucuya ödenmesine; fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmesini diliyorum." Diha