Avukat Yunus Muratakan, sanıkların duruşmaya getirilmemesine tepki göstererek, “Bu sanıklar neden gelmiyor? Ben bu olayın tanığıyım. Getirin yüzleşelim, en azından evimi kimin yaktığını göreyim, komşumu kim öldürdü göreyim” dedi.
‘İnsan öldürme suçu’
Mağdur avukatlarından Nergiz Tuğba Aslan da, duruşma salonunda bulunan ve mahkeme heyetinin bulunduğu kürsüde oturan TRT muhabirlerine tepki göstererek, bu durumun kabul edilebilir olmadığını söyledi.
Mahkeme heyetinin spikerler tarafından okunacak ve kaydedilecek iddianamenin sanıklara dinletileceğini belirtmesine de karşı çıkan Aslan, “Bu asla kabul edilemez. Bu ilk kez oluyor. İddianame sanıkların yüzüne okunur. Burada insan öldürme suçundan söz ediyoruz. Biz bu yargılamanın gerçek bir yargılama olması konusunda endişe duyuyoruz” dedi.
Mağdur ailelerin avukatlarından Hasan Hüseyin Evin, “Kanser hastalarının cezaevinde tutulduğu bir ülkede insanlık suçu işlemiş birilerinin davaya gelmemesinin kabul edilemez olduğu ortada. Bu sanıklar tutuklanmalı ve yargılama tutuklu halde yapılmalı” dedi.
7-8 Ekim’e ertelendi
Mahkeme heyeti, verilen aranın ardından avukatların “sanıklar gelmeden iddianame okunmasın” talebini kabul ederek, sanık Eşref Hatipoğlu’nun sonraki duruşmaya getirilmesini istedi. Sanıkların tutuklanma taleplerini ise reddeden heyet, duruşmayı 7-8 Ekim’e erteledi.
Mahkeme başkanının gülerek, 7-8 Ekim Kobani direnişini kastetmesi ve “Bakın size özel bir tarih veriyorum” ifadeleri tepkilere neden oldu.
‘Adalet olmadan barış olmaz’
Lice Adaletini Arıyor Platformu ve mağdur aileler, adliye önünde yaptıkları basın açıklaması yaptı.
Açıklamada konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Adayı Ertuğrul Kürkçü, davanın tarihi bir dava olduğunu belirterek, Lice Davası’ndaki sonucun tüm faili meçhul cinayet davalarına örnek olacağını söyledi.
Kürkçü, davanın hakikatlerle yüzleşme açısından önemli olduğunu söyledi. Kürkçü, son olarak davanın arkasında siyasi bir irade olursa ancak sonuç alınabileceğini belirtti.
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi ise, hakikati arama taleplerinin devam edeceğini ve davada ilk kez mahkeme heyetinin istedikleri gibi bir karar vererek sanıkların getirilmesi yönünde karar verdiğini söyledi.
Barış Meclisi Sözcüsü Hakan Tahmaz da, “Adalet olmadan barış olmaz. Hakikatlerle yüzleşmek için bu dava çok önemli. Bu davanın sonucu tüm davaları bağlayacaktır. Toplum bu davaları yakinen takip etmeli” diye konuştu.
Lice’de ne olmuştu?
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993’te 16 kişi öldürüldü, çok sayıda ev ve işyeri yakıldı. Yüzlerce kişi göçe zorlandı. Öldürülenler arasında Tuğgeneral Bahtiyar Aydın da vardı.
Katliamla ilgili iddianame zaman aşımına bir gün kala kabul edildi, yargılama 21 yıl sonra 16 Ocak’ta başladı.
İddianamede dönemin yetkililerinin “PKK yaptı” dediği katliamın, PKK tarafından yapılmadığı ortaya çıkmıştı.
Olayın failleri olarak belirlenen, dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu ile Üsteğmen Tünay Yanardağ hakkında “Taammüden öldürme”, “Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik”, “Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 24 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Dava Diyarbakır’dan Eskişehir’e, oradan tekrar Diyarbakır’a gönderilmiş, burada Terörle Mücadele Kanunu 10. maddeyle yetkili ağır ceza mahkemesi olmadığından dava İzmir’e taşınmıştı.İmc