“Çapulcu ve eşkıyalara karşı köylünün silahlandırılması” amacıyla 1924’te Köy Kanunu 74. madde ile yasallaşan köy koruculuğu kısa bir süre sonra fiilen uygulamadan kalktı.
1984’te PKK’nin silahlı eylemlerine başlamasının ardından Mart 1985’te Bakanlar Kurulu kararıyla “geçici köy koruculuğu” ile yeniden uygulanmaya başlandı.
İç İşleri Bakanlığı sitesinde yer alan bilgilere göre söz konusu kanun Bakanlar Kurulunca belirlenen illerde Vali’nin teklifi ve İçişleri Bakanı’nın onayı ile yeteri kadar Geçici Köy Korucusu görevlendirilmesini ön görüyordu.
Korucular idari bakımdan mülki idare amirine bağlı, görevlerinin ifası bakımından ise, görev yaptıkları köyün bağlı olduğu Jandarma Karakol Komutanının emir ve komutası altında.
2007’de yapılan yasal düzenleme ile köy korucularına emeklilik hakkı getirildi.
2014 yılının şubat ayı rakamlarına göre 47 bin 800 maaşlı korucu, 25 bin gönüllü korucu bulunurken, 20 bin korucu ise emekli olmuş durumda.
Geçici köy korucuları devletten maaş alırken gönüllüler ise almıyor.
Korucuların insan kaçırma, tecavüz, gasp, araziye el koyma, hırsızlık, insan öldürme gibi birçok suç karıştıkları biliniyor. İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, 4 bin 972 geçici köy korucusu suç işledi; 853’ü tutuklandı.
Koruculuk sistemi en çok 2009’da Mardin’in Mazıdağ ilçesinde Bilge Köyü’nde 44 kişinin korucular tarafından öldürülmesi olayı ile tartışma konusu olmuştu.
İHD: Koruculuk Kaldırılmalı
İnsan Hakları Derneği (İHD) 2009’da yayınladığı “Koruculuğun 17 Yıllık Bilançosu” başlıklı raporda koruculuğun kaldırılması gerektiğini söylemişti.
Sorumlulukları yok: Güvenlik kuvvetleri için belirlenmiş görev, sorumluluklar ve yaptırımlar korucular için öngörülmemiştir. Bu durum başlı başına bir asayiş sorunu haline geldi.
Kürt sorunu: Kürt sorununda şiddet politikasının devamında önemli bir araç olarak geçici köy koruculuğu kullanılmıştır. Kürt sorununda barışçıl politikaların uygulanabilmesi için bu sistemin kaldırılması gerekir.
Şiddet kültürü: Geçici köy korucusu bulunduran köylerde şiddete dayalı bir kültür oluşmuştur. Bu kültürün etkileri giderek Türkiye’ye yayılmaktadır.
Cezasızlık: Devletin uyguladığı cezasızlık politikasından korucular da yararlanmıştır. Suç işleyenlere karşı etkili ve yeterli soruşturma ve kovuşturma yapılamamıştır.
Korucular ötekileşti: Kürtlerin çoğunluğu içerisinde geçici köy korucuları adeta ötekileştirilmiştir. Bu durum ileride ağır travmaların yaşanmasına sebep olabilir.
Köye dönüşe engel: Boşaltılan köylere geri dönüşün önündeki en önemli engellerden biri de geçici köy koruculuğudur.
Köy korucuların işlediği suçlar
Derneğin kendisine yapılan başvurular ve medya taramalarından yola çıkarak hazırladığı bilançoya göre, 1992-Mart 2009 arasında koruculardan kaynaklanan insan hakları ihlallerinin dökümü şöyle:
Köy yakma: 38
Köy boşaltma: 14
Taciz ve tecavüz: 12
Kaçırma: 22
Silahlı saldırı: 294
Köy korucuları tarafından öldürülen: 183
Köy korucuları tarafından yaralanan: 259
Kayıp olayı: 2
İnfaz: 50
Gasp: 70
Köy korucuları tarafından yapılan işkence ve kötü muamele: 562
Köy korucuları tarafından gözaltına alınanlar: 59
İntihara sebebiyet verme: 9
Ormanlık alan yakma: 17
Öldürme ve yaralamalar
Raporda, öldürme ve yaralamalar, yıllara göre şöyle dağılıyor.
1992-2002: 132 ölü, 176 yaralı
2003: 12 ölü, 17 yaralı
2004: 12 ölü, 21 yaralı
2005: 3 yaralı
2006: 3 ölü, 9 yaralı
2007: 6 ölü, 4 yaralı
2008: 18 ölü, 23 yaralı
Ocak-Mart 2009: 6 yaralı
İşkence ve kötü muamele
Raporda, işkence ve kötü muamele vakaları, yıllara göre şöyle dağılıyor.
1992-2002: 454
2003: 30 kişi
2004: 17 kişi
2005: 21 kişi
2006: 11 kişi
2007: 14 kişi
2008: 14 kişi
Ocak-Mart 2009: 1 kişi / İmc
* Bu haberde Bianet’ten yararlandık.