CNNTÜRK’ün haberine göre; İki yıldır HES projesine karşı mücadele eden farkı tarihlerde yaptıkları protesto gösterileriyle tepki gösteren 80 köylüye dava açıldı.
18 Ağustos 2013 tarihli eylem
Protesto gösterisi sırasında Jandarmanın müdahale ettiği gruptan gözaltına alınan 39 kişi hakkında, ‘Hakaret, iş ve çalışma hürriyetini ihlal ve mala zarar verme’ suçlamasıyla dava açıldı. Köylülerin kendilerine cop ve biber gazı ile müdahale eden Jandarma görevlileri hakkındaki şikayetine ise soruşturma izni verilmedi.
Köylülerden firmaya tepki
HES çalışmaları sırasında, 28 Mayıs 2014 tarihinde yapılan dinamitli patlatmada su hattına hasar veren ve köyü susuz bırakan firmaya tepki gösteren 5 kişi hakkında, ‘Hakaret ve iş ve çalışma hürriyetini ihlal’ suçundan ikinci bir dava açıldı.
31 Mayıs 2014 tarihli eylem
HES projesinde dinamitli patlatmaların devam etmesi üzerine köylü kadınlar şantiyeye yürüdü, protesto gösterisinde bulundu.
Jandarma cop ve biber gazı ile kadınlara müdahalede bulununca, köyün erkekleri de devreye girdi. Çıkan olaylarda çok sayıda kadın tartaklandı, bazıları hastaneye kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma sürerken, Rize İdare Mahkemesi HES projesinin ÇED raporunu iptal etti. Son olayla ilgili olarak da, şantiye çalışanları ve jandarma görevlilerinin şikayeti üzerine 17’si kadın 36 köylü hakkında ‘kamu malına zara verme, mala zarar verme, hakaret, sopayla tehdit, iş ve çalışma hürriyetini ihlal’ suçlamasıyla 3’üncü bir dava daha açıldı.
Davalar birleştirildi
Rize Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen ve birleştirilme kararı alınan toplam 80 sanıklı 3 dava hakim değişikliği nedeniyle 25 Kasım tarihine ertelendi. Duruşma sonrası Rize Adliyesi önünde toplanan Şimşirli köylüleri, doğayı ve sularını savundukları için Jandarma tarafından darp edildiklerini, dayak yiyen taraf olmalarına rağmen yargılandıklarını belirterek tepkilerini dile getirdi.
‘Köyümüzü savunduğumuz için darp edildik’
Haklarında dava açılan köyüler duruma oldukça tepkili.
Köylerini savundukları için darp edildiklerini ileri süren 60 yaşındaki Mehmet Uzun, “Haklı olduğumuz bir davada darp edildik, yaralandık. Şimdi yaşlı, çoluk çocuk yargılanıyoruz” dedi.
61 yaşındaki Hamide Yazıcı ise, “Suyumuzu korumaya gittik. Jandarma copla vurarak beni bayılttı. Suçlu onlar ama biz yargılanıyoruz” diyerek tepkisini dile getirdi.
64 yaşındaki Hatice Zehir de, “Biz yolumuzu suyumuzu korurken Jandarma kadınlara hücum etti. Bazılarının kolu, başı, ayağı yaralandı. Sopayı yiyen biz, suçlanan biz.”
48 yaşındaki Havva Bir ise, “Suyumuza, ormanımıza, doğamıza sahip çıktık. Başka ne amacımız olabilir ki? Bu dayağı yiyecek bir şey yapmadık. Hem darp edildik, hem de yargılanıyoruz. Suyumuzu, köyümüzü kimseye teslim etmeyeceğiz” diye konuştu.
Şimşirli Köyü Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği Başkan Yardımcısı Bahri Bir de, bölgede yapılan HES’lerin doğaya ve insan sağlığına uygun olmadığı ve hukuka aykırı yapıldığı iddialarının mahkemelerde onayladığını belirterek, ” Vatandaşlar suyuna, toprağına sahip çıkıyor. Bunu yapanlar darp ediliyor, şiddete maruz kalıyor. Sonra da ‘direndiler’ diye suçlanıyor. Biz hiçbir marjinal gruba dahil değiliz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.