Bu durumda çiftçilerin hiçbir inisiyatifi kalmadı.
Konuya ilişkin Bursa Karacabey’de basın toplantısı düzenleyen CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, şöyle konuştu: “Geçen yıl fabrikalar domatesin kilosu için 21-23 kuruştan sözleşme yapmalarına karşılık bu yıl 24-26 kuruştan sözleşme yapmışlardır. TÜİK verilerine göre; geçtiğimiz yıl Karacabey’de 100 bin dekar, Mustafakemalpaşa’da ise 40 bin dekar salçalık domates ekimi yapılmasına karşın, bu yıl bu miktarların yüzde 30-40 daha üzerinde ekim yapılmıştır. Salçalık domates hasadına 5 Ağustos’ta başlanmış geçen yıl kilosu 35 kuruş dolayında olan salçalık domates piyasası 20 kuruştan açılmıştır. Hasadın ilerlemesiyle birlikte fiyat 10 gün içerisinde 11-12 kuruş seviyelerine düşmüştür. Önümüzdeki 10 gün içerisinde rekoltenin en yüksek seviyeye ulaşması öngörülmektedir. Dolayısıyla fiyatların daha da düşmesi beklenmektedir. Çiftçi 1 dekar tarladan 8-9 ton domates almakta, ürününü kilosu 20 kuruştan satabildiği takdirde ancak maliyetini karşılayabilmektedir.”
TÜRKİYE’DE SALÇA STOKU YOK
Fabrikaların, domates posasının kilo fiyatını 10 kuruşa yükseltmelerine karşılık briks (suda çözünür kuru madde oranı) ve fire bahaneleriyle, ürün fazlalığını fırsat bilerek çiftçinin ürününü daha ucuza kapatma amacında olduğunu söyleyen Sarıbal, “Türkiye’nin salça üretimi yıllık ortalama 300-350 bin ton olup; ihracatı ise 100-150 bin ton arasında değişmektedir. Halen Türkiye’de salça stoku bulunmamaktadır. Ayrıca döviz kurlarındaki yükselmeden dolayı, süreç salça fabrikalarını lehine işlemektedir” ifadelerini kullandı.
ÇİFTÇİLERE TAVSİYE
CHP’li Vekil Orhan Sarıbal, domates üreticisinin mağdur olmaması için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Salça fabrikaları uzun dönemli çıkarlarını düşünerek çiftçinin ürününü değeri fiyatına satın almak için çaba göstermelidirler. Öte yandan devlet ürünün fiyatının maliyeti olan kilo başına 20 kuruşun altına düşmesi halinde aradaki fiyat farkını çiftçiye ödemenin yollarını bulmalıdır. Devlet iç tüketim ve ihracat imkanlarını göz önünde bulunduran bir üretim planlaması uygulamalı, çiftçiler de örgütlenerek fabrikalarla grup sözleşmeleri yapmalı veya güçlerini birleştirerek kendi üretim tesisleri kurmanın yollarını aramalıdırlar.”