8 saat sonra Türkiye Cumhuriyet Başbakan’ı Ahmet Davuroğlu çıktı ve şöyle dedi: “Halkımızın tüm kesimlerine sesleniyorum. Bugün de daha önce olduğu gibi tam bir dayanışma içinde olmamız gerek. Geçmişte Diyarbakır’da, Suruç’ta, Reyhanlı’da yapılan saldırıların sorumluları yakalanmış, adalete teslim edilmiştir.”
Saldırıların gerçek sorumluları yakalanmış, örgüt bağlantıları ortaya çıkarılmış mıydı gerçekten?
Bakın ben size olan olayı madde madde anlatacağım ve takdiri size bırakacağım. Devlet sorumluları gerçekten bulmuş mu, güvenlik ve istihbarat zafiyeti var mı. Siz karar vereceksiniz:
**
1) 29 Eylül 2013. İdris Emen imzalı bir Radikal manşeti. O haberde Adıyaman’da cihatçı olmak için giden 4 gençten söz ediyorduk.
2) Bu gençlerden Muhammet Gazi D. Suriye’de evlendiği karısıyla Adıyaman’a döndü. Yıl 2014. Elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyordu.
3) Muhammet Gazi D. Adıyaman’da radikal İslamcı gençlerin takıldığı İslam çay ocağında 4 genci daha ikna etti.IŞİD’e katılmaları için örgütledi.
4) O gençlerden biri Orhan G. idi. 5 Haziran 2015’te Diyarbakır mitingine bomba koydu.
5) Orhan G.’nin bir gece önce askerliğini yapmadığı için bir otelde yakalandığı ama serbest bırakıldığı öğrenildi. İşte bombayı o gecenin ertesinde koymuştu. 16 Haziran 2015’te yazdığım yazı şöyle bitiyordu: “Bu olay, ‘Diyarbakır’da bombayı IŞİD’li bir genç patlatmış, fail bulundu’ denip geçilemeyecek kadar mühimdir. Hatta en mühim konumuzdur. Buna dikkat kesilmemiz için daha kanlı eylemler olması mı gerekiyor?”
6) Daha kanlı olaylar oldu. 20 Temmuz 2015’te Suruç’taki bir kültür merkezinin bahçesinde Türkiye’nin her tarafından sosyalist gençler yola çıkmış, Kobani’de yeni bir hayat kurulması için bir araya gelmişti. Feci bir bomba patladı. 32 genç hayatını kaybetti.
7) Suruç’ta bir canlı bombanın kimliği bulundu. Şeyh Abdurrahman A.’ya aitti. 20’li yaşlarda Adıyamanlı bir genç.
8) Şeyh Abdurrahman A., Diyarbakır bombasını patlatan Orhan Gazi D’nin arkadaşı. Adıyaman’daki İslam Çay Ocağı’ndan.
9) 2014’te kapatılan İslam Çay Ocağı’nı kim işletiyordu? 25 yaşlarındaki Yunus Emre A. Diyarbakır bombasını patlatan Orhan Gazi D.’nin yakın arkadaşı, Suruç bombasını patlatan Şeyh Abdurrahman’ın ağabeyi. Yunus Emre A. kayıptı. Bulunamıyordu.
10) Suruç katliamından sonra tüm bu detayları içeren 23 Temmuz 2015 tarihli yazımı şöyle bitirmiştim: “Yeni bir bombalı saldırı tahmin ettiğimizden daha yakın olabilir. Bu kadar tabelaya rağmen yolunu bulamıyorsa bir istihbarat teşkilatı, bundan sonra başımıza gelecek her türlü bu nevi belanın sorumluluğunu boynunda asmış sayılmalıdır.”
**
Ne oldu? Kürtlerin ve sosyalist gençlerin üçüncü bir araya gelişinde, Ankara’nın göbeğinde iki canlı bomba patladı. Kesin olmamakla birlikte 120’ye yakın vatandaşımızı, arkadaşımızı, kardeşimizi kaybettik.
İktidara yakın gazeteler de dahil olmak üzere bir çok yerde Ankara’daki canlı bombanın Yunus Emre A. olduğuna dair Emniyet kaynaklı bilgiler dolaşıyor. Kesin olarak teyit edilmediği için onun şahsında henüz daha fazla konuşmayalım.
Ama…Yukarıda madde madde sıraladığım tabloya baktığınızda “Geliyorum” diyen felaketleri görmemek mümkün değil.
Eğer bir istihbarat devlet 2013’ten beri Türkiye’den ‘cihatçı’ olmak için giden gençler izlenmiş olsaydı, yani Suriye’ye bu gözle de bakılabilseydi…
Bu acıları yaşamayabilirdik.
Bizim gazeteciler olarak bildiğimizi, araştırarak bulduğumuzu devlet bulamıyor mu?
Neredeyse 1 yıldır defalarca yazdığımız Adıyamanlı gençleri, İslam Çay Bahçesi’nin ‘rahle-i tedrisinden geçenleri’ takip etmiyor mu?
O gençlerin Tel Abyad’a ve Cerablus’a gittiğini bilmiyor mu?
Suriye’de Mustafa Dokumacı denen kişinin ‘eğitiminden’ geçtiğini bilmiyor mu?
Şu anda YPG’nin elinde IŞİD’e katılmış iki Adıyamanlı’nın olduğunu bilmiyor mu?
Bu kişilerle irtibat kurulmuş mu, YPG’den bilgi alınmış mı?
Allahaşkına…
Başbakan Davutoğlu diyor ki, Diyarbakır ve Suruç’un failleri yakalandı.
Allahaşkına…
Diyarbakır ve Suruç katliamlarının faillerinin bulunup adalete teslim edilmesi bu mudur, böyle mi olur?
NOT: Adıyaman Emniyeti’nin elinde Suriye’ye giden yaklaşık 15 gencin listesi var. Aralarında Yunus Emre A.’nın da bulunduğu bu liste Türkiye’nin tüm emniyet teşkilatlarına ‘tutuklanma talebiyle’ gönderilmişti./EZGİ BAŞARAN - RADİKAL