Kalaycılar, öncelikle tavlama işlemini bakır malzemesine uyguluyor. Daha sonra tavlanan materyaller tuz ruhu ile sıvanarak, kalaylanacak olan kısımlar ince kumlarla siliniyor. Sonra yanan ocak yardımıyla kalaylanacak kabın içine nişadır koyuluyor. Sonra kabın içerisine konan kalay eritilerek pamuk yardımı ile kalaylanıyor.
Kalaycılar, pahalıya kalay işlemini yapmamaları için ithal olarak satın alınan kalay maddesinde indirim yapılmasını istiyor. Kalaycılar Derneği Başkanı Yaşar Tokgöz, “Unutulmaya yüz tutmuş mesleği yaşatmaya çalışıyoruz. Şehir dışına çıkıp Anadolu’nun en ücra köşelerine kadar hizmet ediyoruz. Fakat oradaki müşterilerimiz her zaman gidip hizmet veremediğimiz için bakır kapları elden çıkarıyorlar. Büyükşehirlerde bakırı sadece hediyelik eşya, ünlü restoranlar ve oteller kullanıyor. Bakır kullanmak yalıtımı güzel bir malzeme olduğu için sağlıklıdır. Teknolojiye yenik düştük. Görsellikten önce mide dostudur bakır” dedi.
“BAKIR KAPLARI BATTI BİZ DE BATTIK”
On yaşından beri kalaycılık yapan 66 yaşındaki Ali Yurt Dere, “Bakır kapları battı biz de battık. Mesleğimizi icra edemediğimiz için zorluk çekiyoruz, herhangi bir iş yapamıyoruz. Eskiden çay kaşığı bile bakırdan yapılıyordu. Türkiye’yi geziyoruz, artık hiçbir hanede bakır malzeme kullanılmıyor” diye konuştu.
“GENÇLİK YILLARIMIZDA HER EVDE BAKIR VARDI”
50 yıldır baba mesleği kalaycılığı yapan Yaşar Kürek, “Bizim yaptığımız kalaycılık mesleği tarihi meslek olarak görülüyor. Yapmış olduğumuz mesleği devlet desteği ile dükkanlarda sürdürmek istiyoruz. Bizim gençlik yıllarımızda Türkiye’de her evde bakır malzemeden yapılmış eşyalar vardı. Şu anda hala tarihi restoranlarda bakırdan yapılan eşyalar kullanılmaktadır” dedi.
Kalaycılık yapan Ahmet Terçin ise, “Mesleğimizi icra edemiyoruz. Bakır kaplar artık eskisi gibi kullanılmıyor. Bu yüzden kimse bize bakır kaplarını veremiyor kalaylamamız için. İnsanların bakır kap kullanmalarını istiyoruz” ifadelerini kullandı.İHA