Amerikan’ın Sesi (VOA) Kürtçe Servisi’ne konuşan Başkan Barzani, Beyaz Saray’ın “referandumu erteleyin” talebine ilişkin şöyle konuştu: “ABD’li temsilcilere bu duruşun bizim için ilginç ve garip olduğunu belirterek, kendi haklarımızı istediğimizi söyledik. Halkımız kendi kaderini tayin etmek için oy kullanmak istiyor. Referandumun ertelenmesi için birçok görüş ve öneri sunuldu. Ancak bunların hiçbiri referandumun yerini almıyor. Referandum dünyanın sonu değil. Referandumdan sonra ciddi diyaloglar sürecek. Onlar ‘Referandum yapmayın, gelin diyalog kurun’ diyorlar. Lakin ne üzerine diyalog kuracağız? Bizim ABD ve uluslararası toplumla değil, Bağdat ile sorunlarımız var. ABD ve uluslararası toplumun garantörlüğünde Bağdat’la anlaşmak istiyoruz. Bağdat ne şimdi ne de gelecekte referandumu kabul etmeyecektir. Madem öyle biz de ne şimdi ne de gelecekte kuyrukları olmayı kabul etmiyoruz.”
‘NE İSTEDİKLERİNİ SORUN’
Kürdistan Bölgesi’nin başta Türkiye olmak üzere komşu ülkelerle iyi ilişkiler içerisinde olmak istediğinin altını çizen Başkan Mesud Barzani, “Umarım referandum Türkiye ile olan ilişkilerimizi etkilemez. Ancak hiç kimsenin tehdidini de kabul etmiyoruz. Tehdit dilini kullanan Türk yetkililere bu mesajımın açık bir şekilde ulaşmasını istiyorum. Biz ne yaptık? Bir halk bağımsız olmak istediğini söylüyor! Buyrun bunu neden istediklerinin sorun.” yorumunda bulundu.
‘RUSYA’NIN ÖNEMLİ BİR DURUŞU VAR’
Kürdistan ile Rusya ilişkilerine de değinen Barzani, “Rusya’nın bu konuda onurlu bir duruşu var. Bize destek verdiklerini söylemiyorum. Ancak farklı bir tutum sergilemediler ve karşı da çıkmadılar” dedi.
‘SYKES PİCOT’UN ZAMANI DOLDU’
Erbil ile Bağdat arasındaki diyaloglara ilişkin de konuşan Barzani, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dediğimiz gibi programımız açıktır. Uluslararası toplumların garantörlüğünde bağımsızlık çerçevesinde, sınır, su, petrol, gaz ve diğer konularda Bağdat ile anlaşmaya hazırız. Çok iyi komşu olup birbirimize yardımcı olabiliriz. Bağdatlı yetkililer, ABD’li sözcülerin sözlerine kulak veriyorlar. Sözcülerin söylemleri sertleştiğinde onların da söylemleri sertleşiyor. Onlar esnek oldu mu Bağdat da esnek oluyor. Sykes Picot ve Sadabat gibi anlaşmaların zamanı doldu. 1960 ve 1970 yıllarında değiliz. Artık kendi kaderimizi tayin etme zamanı geldi. Hiç kimsenin bize yol çizmesini istemiyoruz. Bunun sonunda ölüm de olsa hazırız.” (Kaynak: Rudaw)