Amerika’nın Sesi’nin haberine göre Sarraf, yeni avukatı Robert Anello tarafından mahkemeye yapılan başvuruda davanın düşmesini talep etti. Avukat Anello, Sarraf’ın eski koğuş arkadaşı 62 yaşındaki Arap asıllı Fildişi Sahilli vatandaşı Faozi Jaber’in, hakkında cinsel istismar ve tecavüz iddiasıyla açtığı davanın hiçbir temele dayanmayan hayal ürünü olduğu savundu. Davanın Sarraf’ı itibarsızlaştırmak ve para sızdırmak amacıyla yapıldığı bu nedenle davanın düşürülmesi gerektiği belirtildi. Sarraf’ın savunma dilekçesinde, eski hücre arkadaşı Jaber’in iddialarının asılsız olduğu belirtilerek, suçlamaların ‘hayal ürünü’ olduğu iddia edildi.
Avukatı Anello tarafından mahkemeye sunulan savunmasında, Sarraf’ın kendisiyle ilgili görülen davada birçok risk göze alarak hükümet adına tanıklık yaptığı belirtildi. Sarraf’ın tanıklığıyla Türkiye’de birçok üst düzey kişinin suçlandığı, kaldığı cezaevinde itirafçı olması nedeniyle bıçakla saldırıya uğradığı tüm ölüm tehditlerine rağmen tanıklıktan vazgeçmediği savunuldu.
Sarraf’ın savunmasında Türkiye’deki mal varlıklarına el konulması da vurgulanarak, “Türkiye Sarraf’ın neler konuşabileceğini tahmin ederek itiraflarını engelleme girişiminde bulundu. Türk hükümeti Sarraf’ı itirafçı olmaktan caydırabilmek için birçok saldırı gerçekleştirdi. Sarraf’ı itibarsızlaştırıldı, cezalandırıldı, birçok çalışanı ve arkadaşları tutuklandı. Sarraf ve akrabalarının mallarına el konuldu” denildi.
‘ZAMANLAMA MANİDAR’
Savunma dilekçesinde, Sarraf’ın cinsel tacizine uğradığını iddia eden davacı Faouzi Jaber’in şikayet dilekçesinin zamanlamasının manidar olduğuna dikkat çekildi. Sarraf’ın tanık olarak mahkemeye çıktığı sırada bu iddiaların ortaya atıldığı, tam bu sıralarda da Türkiye’nin Sarraf’ı korkutmak ve taciz etmek için çok yönlü bir şekilde kampanya başlattığı belirtildi.
Avukat Anello, Sarraf’ın savcılık adına 29 Kasım 2017’de mahkemede tanık olarak ifade vermeye başladıktan sonra, 1 Aralık 2017 tarihinde Türkiye’nin müvekkilini suçlayıp, İstanbul Savcılığı’na bağlı terör ve organize suç ekiplerinin mallarına el koyduğunu belirti. Bu olaydan dört gün sonra Sarraf’ın yakınlarının mallarına el konulduğu vurgulandı. Sarraf’ın tam tanık kürsüsündeyken hakkındaki bu suçlamaları öğrendiği belirtildi.
‘KALDIĞI YERİ DEŞİFRE ETTİ’
Sarraf’ın tanık olarak dinlenildiği duruşmalar sonrasında kaldığı yerin can güvenliği için gizlendiği ancak bu gizliliğin davacı Jaber tarafından bozulduğu belirtilerek, “ Jaber için çalışan biri Sarraf’ın kaldığı cezaevine tebligat yapmak için izinsiz olarak girip yerini deşifre etti” denildi.
Savunma dilekçesinde, Sarraf’ı cinsel tacizle suçlayan eski koğuş arkadaşının, Kolombiya’daki FARC gerillaları, Hizbullah gibi örgütlerle işbirliği yapan uyuşturucu ve silah kaçakçısı olduğu, Çekya’da yakalandıktan sonra ABD’ye iade edildiği vurgulandı. Sarraf, New York’a getirildikten sonra ilk konulduğu ceza ve tutukevi olan Manhattan’daki Metropolitan Cezaevinde (MCC) geçirdiği süre içinde Jaber’le aynı hücrede kalmıştı. Jaber, dava dilekçesinde Sarraf’ın’ın kendisine defalarca cinsel istismarda bulunduğunu ve zorla tecavüz ettiğini iddia etmişti.
Sarraf, tutuklu olarak bulunduğu Weschester ceza ve tutukevinde, Jaber’in kendisine tecavüz ve cinsel istismar iddiaları hakkında yapılan suçlamalarla ilgili tebligatı noter huzurunda 19 Ocak’ta imzalamıştı. Tebligatı imzalaması sonrasında uzun süre nerede olduğu bilinmeyen Sarraf’ın kaldığı cezaevi ortaya çıkmıştı./Amerika’nın Sesi