ŞİDDET SARMALI
2013 baharında Anbar eyaletinde isyan eden Sünni aşiretlere hükümet sert bir şekilde yöneldi. Yaşanan gerilimde Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) bölgede geniş bir şekilde yer edinerek, Ocak ayında Felluce kentinin denetimini ele geçirdi. Bu kent halen IŞİD'in elinde bulunuyor.
2008'den sonra dinen şiddet 2003 yılında yeniden boyutlandı ve beş yıl önceki seviyelere ulaştı. Sadece geçen yıl içerisinde 6 bin 800'ü aşkın kişi hayatını kaybetti.
Seçimlerin yaklaşması da şiddetin düşmesini sağlamadı. Seçim kampanyası da gerilimli geçti ve her aday kendi toplumuna hitap eden konuşmaları tercih etti. Seçim günü obüs topları, el bombaları atıldı ve yine bombalar patladı. Bağdat'ın kuzeyinde en az iki kadın ve bir polis seçim bürosuna düzenlenen intihar saldırısında öldü. Bir başka oy bürosu da tamamen imha edildi ama yaralanan olmadı. Yetkililere göre ülke genelinde çoğu seçim bürolarına yönelik olmak üzere 50'yi aşkın saldırı gerçekleşti.
Bu seçimler aynı zamanda Amerikan ordusunun Aralık 2011'de çekilmesi sonrası ilk ulusal seçimler oldu.
FAVORİ MALİKİ'NİN PARTİSİ
20 milyon seçmen sandık başına çağrıldığı seçimlerde, ibre yine Şii Başbakan Nuri El Maliki'den yana görünüyor. Artan şiddet, derinleşen yolsuzluk, ağır ekonomik kriz ve mezhep gerilimlerine rağmen, gerçek bir muhalefetin olmayışı Maliki'yi yeniden favori olarak öne çıkardı.
Buna karşın hiçbir partinin 328 sandalyeli parlamentoda sandalyelerin çoğunluğunu elde etmesi beklenmiyor. Parlamento bileşiminin nasıl olacağını şimdiden kestirmek zor ancak Maliki'nin Kanun Devleti ittifakı birinci grup olarak kalmaya devam edecek gibi görünüyor.
Irak'ta yazılı olmayan kurala göre devletin en üst üç görevi, Kürtler, Şiiler ve Sünniler arasında paylaşılıyor. Devlet Başkanlığı Kürtlerin elinde bulunuyor. Başbakan'ı Şiiler belirlerken, Sünniler de Parlamento başkanını seçiyorlar.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ
30 Nisan seçimlerinden sonra bu kez Cumhurbaşkanı'nın seçilmesi gerekiyor. Mevcut Cumhurbaşkanı Celal Talabani, anayasada belirlenen iki dönem sınırlamasından dolayı yeniden seçilemeyecek. Talabani ayrıca geçirdiği beyin kanaması nedeniyle Aralık 2012'den beri Almanya'nın başkenti Berlin'de bir hastanede tedavi görüyor.
KÜRTLER MALİKİ'Yİ İSTEMİYOR
Kürtler bu seçimlerde Maliki'nin değişmesini umuyor. Uzun zamandan beridir Hewler ile Bağdat arasında gerilim yaşanıyor. Son aylarda bu kriz derinleşti. Kürtlerin petrolü Türkiye üzerinden uluslararası pazara çıkarması ile gerilim yeni bir boyut kazandı. Kürt siyasetçiler federal bütçeden kendilerine ayrılan yüzde 17'lik payı alamadıkları tepkisinde bulunuyorlar. Bu gecikmelerden de merkezi hükümet sorumlu tutuluyor. 2010 yılında Maliki'yi destekleyen Federal Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani, bugün sert tepkilerde bulunarak Maliki'nin iktidarı kendinde topladığını belirtiyor. Barzani, sık sık bağımsızlık fikrini de öne çıkarırken, mevcut sistemin artık işlemediğini belirterek, bunun yerine konfederalizme geçişi öneriyor.
EKONOMİK KRİZ
Ekonomide de ülke derin bir istikrarsızlık yaşıyor. Ülke her ne kadar dünya petrol rezervlerinde üçüncü sırada yer alsa da günlük üretim üç milyon varili anca geçiyor. Şubat ayında günde 3,5 milyon varil üretim yapıldı. Bu da 1989'daki düzeyi ifade ediyor. 2013'e göre petrol üretiminde artış yaşanması sorunların çözümüne bir katkıda bulunmadı. Iraklılar bu durumun iş üzerinde bir etkisinin olmadığını söylüyor. Amerikan istihbarat servisi CIA'ya göre işsizlik 2008'den bu yana yüzde 15 dolayında kalmaya devam ediyor. Ülke ekonomisinin kalkınması önünde çok sayıda engel bulunuyor. Bunların başında gündelik şiddet olayları ve yolsuzluklar geliyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü 2013 raporunda Irak'ı dünyanın en yolsuz 10 ülkesi arasına koymuştu.